üniversite kursu ankara






bal gibi deyimi


(1) çok tatlı. örnek: Portakallar bal gibi çıktı. (2) kuşkuya yer olmayacak biçimde, kesin olarak, kesinlikle, kuşkusuz. örnek: Durumu sen de bal gibi biliyordun.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(1) çok tatlı. örnek: Portakallar bal gibi çıktı. (2) kuşkuya yer olmayacak biçimde, kesin olarak, kesinlikle, kuşkusuz. örnek: Durumu sen de bal gibi biliyordun.

inanılmayacak ölçüde şaşırtıcı olmak. örnek: Onun yüzsüzlüğü akılları durdurdu.

"Araları bozulmak, bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır.

Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz, ona göre!

Bektaşinin birisi züğürt kalmış. Hem yaz ayı hem hava çok sıcak. Orada burada gezmekten yorgun düşmüş, aç bi aç dolaşmaktan halsiz kalmış. Tam cami yanından geçerken öğle ezanı okunmaya başlamış. Cami avlusuna girip şadırvandan suyunu içmiş. Abdest alanları görünce de "Bari ben de abdest alayım. sonra da cemaatle birlikte namaz kılar, çıkışta da mendil açarım" diye düşünmüş.

O sırada bir Rum bakkal, şadırvanda terazisinin kefelerini yıkamaktaymış. O da bunaldığı için, külahını çıkarıp yanına koymuş. Bektaşî, abdest aldıktan sonra kendi külahı yerine Rum bakkalın külahını alıp başına geçirmiş. Namaz sırasında bütün cemaat, başında Rum külahıyla namaza gelen bizim Bektaşiye bakıp durmuş.

Namazdan sonra Bektaşî herkesten önce camiden çıkıp kapı önüne mendil açmış. Cemaattekiler "Bakın şu Ruma, Müslüman olmuş, hem de güzel güzel namazını kıldı." diyip keselerinde ne var ne yok Bektaşînin mendiline dökmüşler. Bu durum Bektaşînin çok hoşuna gitse de pek bi anlam verememiş. Tam mendiline sığmayan paraları külahına doldurmak için başındaki külahı çıkarınca bir de ne görsün, Külah onun külah değil. Kendi kendine "Durum şimdi anlaşıldı. Cemaat beni Rumdan dönme Müslüman zannetti. Mangırlar bu yüzden geldi, Demek ki bazen külahları değişmek gerekiyormuş" demiş.

Allah kelamı olmayan söz.

istediğini yapamayacak bir durumda olan, çaresiz (kimse).

belirli bir iş edinmek, bir iş yapmaya başlamak, boş gezmeyi bırakıp belirli bir iş yapar duruma gelmek, örnek: Oğlan sonunda bir baltaya sap oldu desenize.

 (1) Özellikle evlâdının evlendiğini, çoluk çocuk sahibi olduğunu görmek. (2) Çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak.?Acaba çocuklarımın mürüvvetini görecek miyim??

büyük bir şaşkınlıktan ya da öfkeden dolayı gözleri doğal olmayan bir biçimde açılmak.

(ev, büro vb.) hiçbir eksiğini bırakmadan, özenle döşemek.

(1) bir iş yapmaya girişmek, örnek: Bu kez gazeteciliğe el atmak istiyor. (2) başkasmın işine karışmak, örnek: İşinize el atmak istemeyiz.

(birinin) onun ne söyleyeceğini beklemek ve ona inandığı için söylediklerine göre davranmak. örnek: Arkadaşın senin ağzına bakıyor, kendi düşüncesi yok mu?

halk inanışına göre al denilen kötü ruh, loğusanın üzerine çökmek. (Gerçekte ise, loğusa olan kadın loğusa humması içinde olmak.)

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2025

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.